Karikatür krizinden sonra şimdi de çizgi film krizi;
Politik, sosyal ve güncel olayları eleştirel bir şekilde ele alan dizi 15 Nisanda yayınlanan 200. bölümünde bir skandala imza attı.
Hz. Muhammed'in yüzünün gösterilmemesiyle alakalı olarak İslam dünyasının hassasiyetiyle dalga geçilen South Park adlı dizide, Peygamber Efendimiz oyuncak ayı kostümü giydirilmiş şekilde yansıtıldı.
Sert tepkileri üzerine çekmesi beklenen konu, animasyon dizinin 14. sezonunun 5. bölümünde gerçekleşti. Bölümün hikâyesi ise kısaca şöyle: Amerikalı ünlü oyuncu Tom Cruise, South Park kasabasında hakarete uğradığını iddia edip beraberindeki 200 ünlüyle dizi karakterlerine dava açar. Bunun üzerine Stan isimli karakter, Tom Cruise'dan özür diler. Ancak Cruise, tek bir şartının olduğunu, Müslümanların peygamberini görmek istediğini, aksi takdirde davadan vazgeçmeyeceğini söyler. Tom Cruise, ünlü arkadaşlarına, "Dünyada dalga geçilemeyecek tek kişi var, o da Muhammed, onun bu gücünü elinden almalıyız" der. Kasaba halkının, dava açılmaması için sözde Hz. Muhammed'i kasabaya getirdikleri görülür. Ancak yüzünün görünmemesi gerektiğini, yoksa bombalanacaklarını iddia ederler. Bu nedenle Hz. Muhammed, oyuncak ayı kostümü içerisinde tasvir edilir.
Dizinin bir sonraki bölümünde de bu konuya devam edileceği belirtiliyor. Dizinin 200. bölümünü yayınlayan yerli ve yabancı video paylaşım sitelerinde, konuyla ilgili çok sayıda eleştirel yorum yapıldı.
Hz. Muhammed, daha önce de South Park'ta resmedilmişti. Danimarka'yı sarsan 'karikatür krizi'nin bir benzeri 2006'da South Park'ta yaşanmıştı. Dizide yer alan Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed karakterleri, seyircilerin tepkisini çekmişti.
(cihan)
ABDULHAMİD HANDAN İSLAMA HAKARET EDENLERE CEVAP:
Allah Rasulünü tahkir ve tezyif eden bir tiyatro Fransa'yaa sahnelenmek istenmektedir. Sultan Abdülhamid, devletler platformunda oldukça tepki gösterir. Volter'in ''Muhammed yahut taassup' adlı piyesinin sahneye konmamasını, aksi halde bunun bir siyasi mesele yapılacağını elçilik vasıtasıyla Fransız hükümetine bildirir. Fransa piyesi kaldırır. Ancak, aynı oyun İngiltere de sahnelenmek istenir. Sultan Abdülhamit Han aynı şekilde İngiltere'ye de ültimatom gönderir. İngiltere hükümeti biletlerin satıldığını, müdahalenin fikir hürriyetini engelleyeceğini belirtir. Ne var ki, Sultan ikinci bir ültimatom yazdırır.''Müslümanların halifesi olarak, İngilizler peygamberimizi aşağılayıcı bir hareket içindedir.Alem-i İslama beyanname neşredeceğim, Cihad-ı Ekber ilan edeceğim''diye İslam alemine bildiri göndereceğim ve ''büyük cihad ilan edeceğim'' der. İngilizler çaresiz tiyatroyu kaldırır.
Hz. Peygamber'e hakaret içeren karikatür krizinin bir benzeri 117 yıl önce yaşandı. II Abdülhamit Han, Müslümanları rencide eden piyes yüzünden Fransa'ya ültimatom verdi.
Bundan 117 yıl önce de, Fransız Henri de Bourneir'in yazdığı "Muhammed" adlı piyes de benzer bir infial meydana getirmişti. O zaman İslam dünyasının siyasi otoritesini Sultan II. Abdülhamit Han temsil ediyordu. Fransa'nın tanınmış simalarından Bourneir'in Paris tiyatrolarında sahneye koydurmak istediği piyes, Sultan Abdülhamit'in büyük tepkisiyle karşılaştı. Konu, Fransa ve Osmanlı Devleti arasında ciddi bir krize dönüştü. Araştırmacı-yazar Ahmet Uçar, "II Abdülhamit'in Avrupa Sahnelerine Müdahalesi Dünya'ya Konan Ambargo" başlığıyla 1997'de, Tarih ve Medeniyet Dergisi'nin 36. sayısında yayınladığı makalede, belgelerle gelişmeler anlatıldı.
NOTA ÜSTÜNE NOTA
Söz konusu tiyatro oyununun Fransa, İngiltere ve Amerika'da sahneye konulması bekleniyordu. Piyesle ilgili biletler ve davetiyeler basılmıştı. Hz. Peygamber'i tahkir eden piyesten Bab-ı Ali Hükümeti ve Sultan Abdülhamit derhal haberdar edildi. Osmanlı Dışişleri Bakanlığı ile Osmanlı'nın Paris'teki elçiliği arasında bir dizi yazışma başladı. Yazışmaların başlığı "Hz. Muhammed Aleyhisselatü vesselam hazretlerinin nam-ı kudsiyelerine karşı tertip olunan oyuna dair" şeklindeydi. Yazışmalarda 'facia-i mahude' olarak nitelen piyesin oynatılmaması için her türlü girişimin yapılması bildiriliyordu. Hz. Peygamber'in tahkir edilmesi karşısında aslan gibi kükreyen Sultan Abdülhamit, Fransa'nın İstanbul'daki Büyükelçisi Kont Montebella aracılığıyla Fransa Hükümeti'ne sert uyarılarda bulundu. Paris Büyükelçisi Esad Paşa derhal Fransız Hariciyesi ve Eğitim Bakanlığı'na başvurdu. Fransa Eğitim Bakanlığı'nın'hakaret-name'de bazı değişiklikler yapılması suretiyle sahneye konulması yönündeki teklifi de Abdülhamit'ten red cevabı aldı. Oyun hiçbir şekilde sahneye konmamalıydı. Sultan Abdülhamit, oyunun sahnelenmesi halinde Osmanlı-Fransız ilişkilerinin son bulacağı ültimatomunu Fransız Büyükelçisi Montebello aracılığıyla Fransa Hükümetine bir kez daha bildirdi.
AMERİKA CESARET EDEMEDİ
Osmanlı Devleti ile bozuşmayı göze alamayan Fransa Hükümeti köşeye sıkışmıştı. Konu Fransız Kabinesi'nde tartışıldı. Kabinenin kararı 'hakaret-name'nin Fransa'da hiçbir tiyatroda sahnelenmemesi yönündeydi.
Fransızların verdiği karar Fransa Sefiri Montebello tarafından 22 Mart 1890'da Osmanlı Dışişleri Bakanlığı'na bildiriliyordu. Sefir, hükümetinin kararının acilen Sultan Abdulhamit'e iletilmesini rica ediyordu. Sefir, telgrafında "Hazret-i Hünkar'ın Hükümetim tarafından alınan bu kararı, hem kendilerine hem de Osmanlı Hükümeti'ne karşı hükümetimin dostluğuna bir delil olarak değerlendireceğine inanıyorum. Bu karar yeniden başlayacak dostluğumuzun teminatı olur ümidindeyim" diyordu. Fransa ile Osmanlı Devleti arasındaki kriz böylece sona ermişti. Sultan Abdülhamit, Fransa Cumhurbaşkanı Sadi Carnot'ya bir nişan vererek karardan duyduğu memnuniyeti ifade ediyordu. Ne var ki Mösyö Bornier, 'hakaretname'sini İngiltere'de sahneye koymak için girişimlerde bulundu. Ancak Abdülhamit'in müdahalesi üzerine İngiltere de oyunu yasakladı. İslam Peygamberi'ne hakaret etmekte ısrar eden Bornier, bu kez de, 1892'de Amerika'yı şovuna alet etmek istedi. Osmanlı'nın Amerika sefiri Mavroyani'nin oyunun sahnelenmemesi için verdiği mücadele de sonuç verdi. Bornier'in 'hakaret-name'si Amerikan tiyatrolarından da kendine sahne bulamadı.
ÜLTİMATOM KORKUTTU
Sultan Abdülhamit daha önce de Voltaire'nin yazdığı "Muhammed yahut Taassup" adlı piyesinin Fransa'da sahnelenmemesi içinde sert uyarılarda bulunmuştu. Fransızlar oyunu sahneden kaldırmışlar, ancak oyun İngiltere'de oynanmıştı. İngiltere'ye de ültimatom veren Sultan Abdülhamit, oyunun durdurulmaması halinde, Halife sıfatıyla bir beyanname yazarak İslam dünyasının her yerinde yayınlanacağını ve dağıtacağı uyarısında bulundu.
İngiltere'nin sömürgelerinde, başta Hindistan olmak üzere 700 milyon Müslüman yaşıyordu. Bu rakamlar Osmanlı Müslümanlarının yedi sekiz katıydı. Abdülhamit'in ültimatomu etkili oldu. Müslüman sömürgelerinde sorun istemeyen İngiltere, 'hakaretname'yi sahneden kaldırttı.
Dini şov haline getirenleri engelledi
Sultan İkinci Abdülhamit, dini değerlerin rencide edilmesine izin vermezdi. Hollanda'da Osmanlı'yı küçük düşüren "Harem" konulu oyunu durdurduğu gibi, New York'ta halk önünde Mevlevi ayini yapılmasını da engelledi. Amerikalılar, Mısır'dan getirtilen sahte dervişlerin yol parasını karşılayarak ABD'den ayrılmalarını sağladılar.
bir takım yobaz tayfası yahudi oyuncağı olup yaptığı kışkırtmalar sonucunda padişahımız tahttan indirilmiştir... Bunun sonucu..osmanlının yıkılmasına Onlarca toprağımızın elimizden çıkmasına Siyonist devletinin kurulmasına O siyonistlerin bugün Orta Doğu'da hüküm sürmelerine kadar varmıştır......
YanıtlaSilyıllarca okullarda ezberletılen mustafa kemal enbuyuk,yurdumuzu düşmanlardan kurtardı,padısahlar karıya kıza düşmüştü ve devlet meselerını düşünemiyecek kadar zevke sefahata dalmışlardı safsatalarından gerçek atamızın sancagı altında birleşmek dilegiyle..
YanıtlaSil