30 Mart 2008 Pazar

Telekomünikasyonculardan YouTube tepkisi


Görüntü paylaşım sitesi YouTube'nin engellenmesiyle ilgili sektör derneklerinden yapılan ortak açıklamada, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı gibi kurumların görev ve sorumlulukları gereği mahkemelerin aldığı kararları uygulamalarından ötürü eleştirilmeleri ve itham edilmelerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı bildirildi.

Bilgi Güvenliği Derneği (BGD), Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği (MOBİSAD), Telekomünikasyon ve Enerji Hizmetleri Tüketici Hakları ve Sektörel Araştırmalar Derneği (TEDER) ile Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneğinden (TÜTED) oluşan sivil toplum kuruluşları tarafından, görüntü paylaşım sitesi YouTube'ya erişimin engellenmesiyle ilgili "internet yaşamdır" başlıklı ortak bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, bireylerin sosyal hayatlarının, birbirleriyle olan iletişimlerinin sınır ve seviyelerinin yasalar, toplumsal değerler ve ahlaki kurallarla çizildiği vurgulanarak, şöyle denildi:

"Tüm basılı ve görsel yayın organları ile olduğu gibi interneti kullanmak suretiyle de kutsal sayılan değerlerimizi ve/veya toplum olarak önemsediğimiz değerlerimizi tahrip etmeye dönük içerikleri hazırlamak ve paylaşmak, gerginlikleri artırabilmekte ve toplumsal barışı etkileyebilmektedir.

Bu nedenle, kimse, bu içerikleri hazırlamak ve halkın kolayca erişebileceği açık bir ortamda yayınlamayı özgürlük kisvesi adı altında değerlendirmek ve toplum psikolojisindeki muhtemel etkilerini umursamamak lüks ve imtiyazına sahip değildir."

Açıklamada, yasaların bu eyleme teşebbüs eden ve bunlara aracılık eden kişi ve kurumlara karşı ilgili yayının engellenmesi hakkındaki hükümlerinin "son derece isabetli ve açık" olduğu belirtildi.

Yasalar çerçevesinde yargının aldığı kararları yerine getirmek üzere yetkili ve sorumlu kılınan kurumların da belli olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu kapsamda Telekomünikasyon Kurumu, yargının aldığı engelleme ve kapatma yönündeki kararları uygulamaktan sorumlu kılınan kurumdur. Yasal yetki ve sorumlulukların ötesinde, söz konusu sitelerin kapsadıkları ülkelerin toplumsal değerlerine karşı gereken hassasiyeti gösterme sorumlulukları vardır.

Bu konuda duyarsızlık sergileyemezler. O firmaların aslında kolay bir şekilde sağlayabilecekleri yayın öncesi denetimi yapmamaları, bu yayını hazırlayan ve gönderenlerin fiillerine göz yummaları demektir."

"Kapanması yerine ilgili sayfaya erişimin engellenmesi daha doğru"

Söz konusu yayın engellemelerine muhatap olan video paylaşım sitesinin basın açıklaması yaparak, engellemeye neden olan içeriklerin içerik politikalarına aykırı olduklarını tespit ettiklerini ve yayından kaldırdıklarını, benzer durumların yaşanmaması için ilgili kurumlarla işbirliği içinde olacaklarını belirttiği hatırlatılan açıklamada, şu görüşler aktarıldı:

"Sadece bu açıklamanın bile, sorumlu kılınan kurumların ilgili yasalar çerçevesinde görevlerini yerine getirerek ne kadar isabetli davrandıklarını ortaya koymaya yettiğini düşünüyoruz. Hiç şüphe yok ki, bir içerikten dolayı milyonlarca sayfalık bir sitenin kapanması yerine ilgili sayfaya erişimin engellenmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Ancak ilgili sitelere tümüyle erişimin engellenmesi kararlarının, bu web ağlarının hızla işbirliğine giderek söz konusu içerikleri yayından kaldırmalarında ve gerekli iç denetim mekanizmalarını oluşturarak kalıcı çözüme ulaşılmasında etkili olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Öte yandan bir hukuk devleti olan ülkemizde Telekomünikasyon Kurumu gibi kurumların görev ve sorumlulukları gereği mahkemelerin aldığı kararları uygulamalarından ötürü eleştirilmelerinin ve itham edilmelerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını belirtmek istiyoruz."

Açıklamada, hiçbir özgürlük ve serbestliğin, toplumsal değerlere veya kişisel hak ve özgürlüklere saldırı hakkını vermeyeceği ifade edilerek, "İnternet yaşamdır, yaşam saygı ve toplumsal ortak değerlerin paylaşımıdır" denildi.

0 yorum:

Yorum Gönder