14 Aralık 2007 Cuma

Kibritçi Kız

Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu.
Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı. Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçle haykırıyorlardı.
Yalnız bir çocuk vardı ki gelip geçenler onun farkında değillerdi. Ufak bir kız çoçuğu. Başı açık, elbisesi yama içinde, yoksul bir kızcağız. Bir kapının önüne büzülmüş, çıplak ayaklarını altına almıştı. Soğuktan morarmış tir tir titriyordu. Üzerinde oturduğu taş basamakta buz gibiydi.

Yavrucağız da sanki donmuş, bir buz parçası kesilmişti.
Geniş bir mukavva kutunun içine sıralanmış kibrit kutularına bakarken gözleri yaşarıyordu.
Evet, bu bir kibritçi kızdı. O gün bir tek kutu kibrit bile satamamıştı. Satsa, bir kaç kuruş para kazansa, kalkıp evine gider, annesiyle birlikte hiç olmazsa bir kase sıcak çorba içerdi. Gidemiyordu, çünkü o gün hiç kibrit satamadığını annesine söylemekten çekiniyordu. Soğuktan, üzüntüsünden titreyen kısık,incecik sesiyle “Kibrit var, kibrit”diye bağırıyordu. Sokaktan geçenlerin hiçbiri başını çevirip bakmıyordu…


Ah hiç olmazsa ayaklarında terlikleri olsaydı! Biraz önce, sokak sokak dolaşırken, hızla geçen bir arabanın önünden kaçmış, kaçarken terlikleri ayağından fırlamıştı.
Karşı kaldırıma geçtikten sonra, dönüp bakmış hınzır bir çocuğun terlikleri kapıp kaçtığını görmüştü. Arkasından seslenmişti ama, çocuk alaylı alaylı seslenerek koşa koşa uzaklaşmıştı.

Kibritçi kız bunun üzerine bir kapının girintisine sığınmış, oracığa kıvrılıp oturmuştu.
Parmakları donmuş, sızlamaya başlamıştı. Kızcağız bu acıya dayanamadı, kutulardan birini açıp bir kibrit çıkardı. Parmakları uyuşmuştu, kibrit çöpünü elinde güçlükle tutuyordu. Eli titreye titreye çöpü duvara sürttü. Kibrit birden alev aldı; tatlı, yumuşacık, turuncu bir alev.

Zavallı kız, kibriti bir elinden öbür eline geçirerek, parmaklarını ısıttı. İçi de ısınmıştı. Sanki gürül gürül yanan bir ocağın karşısındaydı. Gözleri aleve dikilmiş, düşlere dalmıştı: Güzel bir odada, büyük bir ocağın karşısında oturuyordu. Arkasında kalın bir yünlü hırka, ayaklarında kürklü terlikler vardı.

Isınmış, terlemeye bile başlamıştı… Derken kibrit sönüverdi. Kibritin sönmesiyle, o tatlı düşlerde sona ermişti. Kızcağızın parmakları yeniden donmaya, sızlamaya başlamıştı.
Bir kibrit daha yaktı. Bu sırada soğuk bir rüzgar esti. Kız kibrit sönmesin diye, duvardan yana döndü. Öbür elini aleve siper etti. Aleve bakarken, karşısındaki duvar sanki eridi, birden açıldı, içerisi göründü. İçeride geniş bir oda vardı. Kar gibi bembeyaz örtü yayılmış bir masanın üzerine tabak tabak yiyecekler dizilmişti. Sofrada gümüş şamdanlar yanıyor, odayı gündüz gibi aydınlatıyordu. Kızcağız’ın gözleri sofranın ortasında, büyük bir tabağa konulmuş, nar gibi kıpkırmızı kaz kızartmasına dikilmişti. Ağzı sulandı. Elini oraya doğru uzattı. Kibrit yana yana sonuna gelmişti, parmağını yakıyordu. Kızcağız çöpü yere atıverdi. Atmasıyla birlikte, yılbaşı sofrası siliniverdi, gözlerinin önüne taş duvar yeniden dikildi.

Üçüncü kibrit daha fazla düşler yarattı:Bir yaz gecesi…Kibritçi Kız kırda bir ağacın altına oturmuş, yıldızlara bakıyor. Gece olduğu halde hava sıcak. Altındaki toprak, gündüz güneşten ısınmış, fırın gibi yanıyor… Küçük kız gözlerini yıldızlardan ayıramıyordu. Uzaktan uzağa gece kuşları ötüyor, kurbağalar bağrışıyordu.

Derken bir yıldız kaydı, gökyüzüne geniş bir yay çizerek uzaklaştı, söndü. Kızcağız: ‘işte, biri daha öldü’ diye mırıldandı. Bir gün, ninesi söylemişti: Her yıldız düştükçe yeryüzünden biri ölürmüş… Ninesini bir daha görebilmek için bir kibrit daha çaktı. Soğuktan kaskatı kesilmiş, beyni durmuştu. O şimdi sokak ortasında olduğunu unutmuş, düşler dünyasına dalmıştı. Kibritin alevinde yine ninesini görüyor, onun sesini işitir gibi oluyordu. İşte ninesi geliyordu. Lapa lapa yağan karların arasından bir melek gibi iniyordu… Geldi, geldi…Kollarını açtı, torununu kucakladı, aldı göklere doğru götürdü…
Ertesi sabah, yoldan geçenler, bir evin basamağında donmuş kalmış kızcağızın ölüsünü buldular. Yanı başında bir sürü boş kibrit kutusu vardı.

-Zavallı kız ısınmak için bütün kibritlerini yakmış dediler… Bu kibritlerin alevinde onun ne düşler gördüğünü bilemezlerdi ki.

13 yorum:

  1. harika ama çoooook uzun sölim sana seni merak ediyorum bana resimini yollarsan sevinirim canım erkeksen bana e yaz kızsan resimini yolla erkeksen haber verririm sana bak şimdi ben üyeyim bana mesaj yazarsann çok seviniceğim tamammı olursa konuşur arkadaş oluruz ginede sen bana haber yollarsın okey olduysa bana istasnbulda oturuyorum de ben zeytin burnunda oturuyorum sen nerde oturuyorsunki? bana yaz okey hade baybay ginede bekliyorum seni sen kızsındır inşallah arkadaş oluruz okey
    mesajını bekli yorum canım hikayende çok süpper bunuda söyliyim dedim
    evet biraz uzun yazdım ama ginede oku bunu üşenme tamam mı? senden haber bekliyorum üye adım eren_mina tamammı hadi baybay canımm

    YanıtlaSil
  2. güzel am çok uzun bir hikaye.anne ve babalarını dinlemeyen çocuklar okumalı bunları bence onlara alay gibi gelir. am bu lay değil. herkesin başına gelebilir bu olay.sokaklardaki çocukları görmüyonuz mu?onların ne anneleri var ne babaları var onları hiç düşünmüyor musunuz?sizde para var ama onlarda para yok.mesela okula giderken yanınıza 3 ya da 4ytl alıyorsunu.arkadaşınızın parası yok onu hiç düşünmez misiniz?he söyleyin bi?ben size üye adımı vereyim y@sem!n

    YanıtlaSil
  3. güzel ama çok uzun bir hikaye.anne ve babalarını dinlemeyen çocuklar okumalı bunları bence onlara alay gibi gelir. am bu lay değil. herkesin başına gelebilir bu olay.sokaklardaki çocukları görmüyonuz mu?onların ne anneleri var ne babaları var onları hiç düşünmüyor musunuz?sizde para var ama onlarda para yok.mesela okula giderken yanınıza 3 ya da 4ytl alıyorsunu.arkadaşınızın parası yok onu hiç düşünmez misiniz?he söyleyin bi?ben size üye adımı vereyim y@sem!n

    YanıtlaSil
  4. bu masal bence çok beğendim.yazıcaktımama harbiden çok uzun ama yinede okuması falan insana kattığı mana çokbbüyük insan olduğu konumun değerini bilmeli bence çünkü sokakta binlerce çocuk bizim gibi olmayı düşlüyordur annemizin hayatımızın değerini bilmeli onlara daha sıkı bi şekilde sahip çıkmalıyız OKUMANIZI İSTERİM.....!!!!!!

    YanıtlaSil
  5. GÜZELMİŞ HIM...........

    YanıtlaSil
  6. bence uzun olmasına rağmen süper bir masal kardeşime okuyorum.henüz 3 yaşında ve çok beyendi.bu siteye daha yeni giriyorum bence burası herkesin masal okuyabileceği bir yer başarılarnızın devamını dilerim..

    YanıtlaSil
  7. saolun ödevime yardımcı oldunuz öğretmen bir masal yazın demişti çok iyi oldu bir sayfa da sürdü saolunn

    YanıtlaSil
  8. ödevime yardımcı oldunuz saolun

    YanıtlaSil
  9. mallar eg iğrenç bir masal bunu okuyanlar maldır

    YanıtlaSil
  10. kucukler buyuklere saygi duyar.sizde dusunun.camdan bakin.yardim isteyenlere yardim edin.benim adim alara 6 yasindayim.

    YanıtlaSil
  11. çok ama çok güzelllllllllllllllll

    YanıtlaSil
  12. BAYILDIM BU MASALA HARİKA AFERİN

    YanıtlaSil