Kendiniz ve bebeğiniz için yapabileceğiniz en önemli şey, hamile olduğunuzdan kuşkulandığınız anda doğum öncesi bakıma başvurmaktır.
Birçok kadın bir doğum uzmanından ya da doğum öncesi bakım sağlayan başka bir doktordan randevu aldığında, hamile olduğunu biliyordur. Tüm semptomlar görülmektedir ve evde yaptıkları bir gebelik testi pozitif sonuç vermiştir. Hamileliğiniz bir testle doğrulanmadıysa, doktorunuzun muayenehanesinde bir test yaptırabilirsiniz.
Doktorların çoğu, bir adet gecikir gecikmez özellikle hamile kalmaya çalışıyorsanız doğum öncesi bakıma başvurulmasını önermektedir. En fazla iki adetin gecikmesini bekleyebilirsiniz.
Doktora gittiğinizde ayrıntılı bir sağlık formu doldurursunuz ve doktorunuz, soruna yol açacak ya da hamilelik sırasında özel önlemleri gerektirecek, önceden varolan bazı durumların söz konusu olup olmadığını anlamak için aile öykünüz ve genel sağlığınız hakkında birçok soru sorar.
Ne zaman gebe kaldığınızı öğrenmek önemlidir, bu nedenle doktor bebeğin ne zaman doğacağını kesin olarak belirlemek için adet düzeniniz hakkında sorular sorar. Ancak bu yalnızca bir tahmindir. Bebeklerin çoğu tam beklendikleri gün doğmazlar. Bir bebeğin tahmin edilen tarihten 2 hafta önce ile 2 hafta sonrası arasında doğması tamamen normaldir.
Tıbbi öykünüzü öğrendikten sonra, doktorunuz fiziksel bir muayene ve bir pelvis muayenesi yapar. Tipik olarak, ilk vizitten sonra genellikle hamileliğin son haftalarına kadar pelvis muayenesi bir daha yapılmaz, o zaman da doğumun yakın olup olmadığını belirlemek için yapılır. Kan ve idrar tahlilleri ilk vizitte yapılır.
Vizit genellikle doktorun sizinle hamilelik konusunda tartışması, beslenme, kilo alma ve egzersiz konusunda öğütlerde bulunması ve vajinal kanama gibi potansiyel komplikasyonlar konusunda sizi uyarmasıyla son bulur.
İlk vizitten sonra, düzenli vizitleriniz, ağırlık ve kan basıncınızın belirlenmesiyle başlar, ayrıca tahlil için bir idrar örneği vermeniz istenir. Doktorunuz, baş ağrısı, görmede değişiklikler, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, bacaklarda ya da ayaklarda şişme ya da vajinal kanama gibi sorunların olup olmadığını öğrenmek ister. Doktorunuza sormak için, ay boyunca aklınıza gelen soruları not edin.
Gebeliğin 10 ila 12 haftasından sonra, vizitin heyecan verici bir parçası, bebeğinizin bir Doppler aletiyle (bir ses yükseltme aracı) teşhis edilen kalp atışını dinlemektir.
Doktorunuz bebeğin uygun bir şekilde büyüyüp büyümediğini anlamak için karnınızı muayene edecektir. Bazen, döllenmenin gerçekleştiğini düşündüğünüz zaman ile ceninin büyüklüğü arasında bir çelişki olur. Ceninin yaşı söz konusu olduğunda, doktor, ceninin düşünüldüğünden daha büyük olup olmadığını belirlemek için bir ultrason muayenesinin yapılmasını isteyebilir. Bu, doktorun bebeğin kafatasının genişliğini ölçmesi için, ceninin bir resmini kaydetmek üzere yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanan acısız bir testtir. Ultrasonografi denilen bu testle, son adet döneminden 7 hafta sonra cenin de görülebilir.
Bedene müdahale etmeden sağlık hakkında yaşamsal bilgiler edinilmesini sağlaması açısından, ultrason testi doğum uzmanlarının pratiğinde önemli bir etki yaratmıştır. Cenin yaşını belirlemek için kullanılmasının yanı sıra, birden fazla bebek taşıyıp taşımadığınızı, bebeğin bütün kısımlarının tamam olup olmadığını, uygun bir şekilde büyüyüp büyümediğini, plasentanın konumunu ve bazı durumlarda çocuğun cinsiyetini de açık bir şekilde gösterebilir.
Bazı doktorların muayenehanelerinde küçük ultrason cihazları vardır ve anneyi bebeğin hayatta ve aktif olduğuna ikna etmek için doğum öncesi vizitler sırasında kullanırlar. Ancak genellikle bu birimler cenin hakkında çok ayrıntılı bilgi sağlayamazlar, bu nedenle ultrason incelemelerinin büyük kısmı hastanelerde ya da radyoloji merkezlerinde yapılır.
DOGUM ONCESI BAKIMIN ONEMI
Gebelik; aileye yeni bir üye katılımının beklentisi ve heyecanıyla yaşanılan çok önemli bir süreçtir. Bu süreçte verilen doğum öncesi bakımla; anne karnındaki bebek gelişiminin yakından takip edilmesi, gebelikteki risk oranlarının saptanması, gereksiz müdahalelerden kaçınılması, anne ve bebek ölümlerinin önlenmesi veya asgariye indirilmesi amaçlanmaktadır.
Gebeliğin hedeflendiği şekilde; sağlıklı bir bebek ve sağlıklı bir anneyle sonuçlanması, gebenin ve ona bakım veren sağlık ekibinin görev ve sorumluluğu kapsamındadır.
İngiltere de 1915 yılına kadar gebeler ancak doğum anında doktor veya ebe tarafından görülebiliyorlardı. Ülkemizde bunun önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmakla birlikte, halen büyük bir sorun olarak önemini koruduğu dikkati çekmektedir.
Doğum öncesi bakım ebelerin ev ziyareti, gebelerin pratisyen hekimlere gitmeleri veya daha ideal şekliyle konunun uzmanlarınca gerekli lâboratuvar desteği altında kliniklerde izlenmeleri şeklinde olmalıdır.
Doğum öncesi bakım uygulamalarının prensipleri:
o Gebelik süresince beslenme ve diğer konularda gerekli eğitimin verilmesi, fiziksel ve ruhsal iyilik halinin temini ve devamını sağlamak.
o Doğumsal engel oluşumuna yol açabilecek nedenleri ortadan kaldırmak veya zamanında tanının konmasının temini ile, bebeğin canlı, sağlıklı ve gününde doğmasını sağlamak.
o Anne ve bebeğinin hayatını tehdit edebilecek veya sağlığını bozabilecek durumları tespit ve tedavi etmek.
o Anneyi sosyal, fiziksel, psikolojik ve eğitsel olarak en üst düzeye çıkarmak suretiyle doğuma, emzirmeye ve bebek bakımına hazırlamak.
o Anneye; genel vücut bakımı, beslenme, aile planlaması, gebelikte tehlike belirtileri, yeni doğanın bakımı ve ihtiyacı olabilecek diğer konularda eğitim verilmesi sağlanabilir.
Son yıllarda tıbbi ve teknolojik gelişmelere paralel olarak hamilelik bakımının zamanında ve etkin bir şekilde yapılması ile genetik hastalıkların anne karnında iken tespit edilmesi ve gereken tedbirlerin geç kalmadan önceden alınması sağlanmış, anne ve bebek ölümleri büyük bir oranda azaltılmıştır.
Gebelik ve doğuma bağlı nedenlerle dünyada her yıl 600 bin kadın başka hiçbir sağlık sorunları olmamasına rağmen yaşamını kaybetmektedir. Bu kadınların ölüm nedenleri incelendiğinde, ilk sıralarda doğum öncesi bakımla önlenebilecek kanama, iltihaplanma (enfeksiyon) ve gebelik zehirlenmelerinin olduğu görülmektedir. Bu nedenle doğum öncesi bakım; gebelik oluştuğu anda başlanmalı ve sağlıklı bir bebek dünyaya gelene kadar aksatılmadan devam edilmelidir.
Sorun olmadan ilerleyen bir gebelikte, doktor tarafından aksi söylenmediği takdirde planlı ve düzenli bir şekilde yapılması gereken doğum öncesi bakım ve kontroller; gebeliğin ilk üç ayında bir kez, 4-7 nci aylar arasında ayda bir, 8 nci ayda 15 günde bir ve 9 ncu ayda ise haftada bir kez olmak üzere yapılması gerekir. Kontrol süreleri ve bu kontrollerde yapılacak işlemler aşağıdaki çizelgede belirtilmiştir.
Doğum Öncesi Bakım Periyodu:
İlk 12 Hafta :
Şikâyetlerin ve soruların dinlenmesi,
Psikolojik ve sosyal desteğin sağlanması,
risklerin belirlenmesi,
Sağlık durumunun değerlendirilmesi,
Genel danışmanlık hizmeti ve öneriler
13-24 Hafta :
Gelişimin ve ağırlık artışının takibi,
Nabız ve Kan basıncı kontrolleri
Rahim büyümesi
Çocuk kalp sesi takibi (ÇKS)
Beslenme ile ilgili öneriler
Şeker hastalığı yönünden değerlendirme(Şeker yükleme testi)
Genetik inceleme (Üçlü Tarama Testi)
Gerekirse Amniosentez (çocuk kesesinden su alınması)
28-32 Hafta :
Rahim içindeki bebeğin gelişimi
Gebelik krizleri yönünden takip
Tetanoz aşısının yapılması
Doğuma hazırlık
Bebek bakımı ve doğum kontrolü ile ilgili eğitimin verilmesi
Kan basıncı, nabız ve solunum = Normal & Şişlik (ödem) = Yok & İdrarda albümin (protein) =Yok ise Diğer kontrollerde idrar tetkiki gerekmez
34-36 Hafta :
Bebeğin gelişiminin takibi,
Annenin kan seviyesinin değerlendirilmesi
Bebeğin pozisyonu ve rahim içi yerleşimi
Doğum yapılacak merkezin belirlenmesi
Doğum belirtileri ve doğum yardımı
Meme muayenesi ve emzirme eğitimi
Doğum sonu aile planlaması eğitimi
37-38-39-40 Hafta :
Bebeğin geliş pozisyonunun tespiti
Doğum eylemi
Vücudun genel inceleme bulguları
Genel danışmanlık hizmetinin verilmesi
0 yorum:
Yorum Gönder